Altın_082010
Dünyanın en değerli madeni olan altınla ilgili bir çok bilgiyi buradan paylaşmaya bugün başlayacağım ve bunu her ay yapacağım yorumlarla devam ettireceğim.
İlk yazım biraz daha altının tarihçesi ve genel anlamda nerelerde kullanıldığı ne işe yaradığı ile ilgili olcak ve bu açıklamadan sonra global ve lokal anlamda altın fiyatlarını değerlendireceğim. Bundan sonraki yazılarda ise daha teknik detaya inerek ay be ay güncel bir şekilde altın fiyatlarını değerlendireceğim.
Tarihçe
Altının parlak sarı rengi, asitlere karşı dayanıklılığı ve kolay işlenebilmesi gibi özellikleri, insanların ilkçağlardan beri ilgisini çekmiştir. Altının hiçbir zaman paslanmaması,kararmaması ve saf haldeyken çok yumuşak olması kolayca dövülerek biçimlendirilmesine elverişlidir. Altın bütün bu özellikleriyle tarih boyunca en kıymetli metallerdensayılmıştır.
Dünyada çıkarılan ve insanların elinde farklı amaçlarla bulunan işlenmiş altın 161bin ton civarındadır. Benzer bir görüş National Geographic dergisinin Ocak 2009 sayısında "Tüm tarih boyunca sadece 161,000 ton altın çıkarıldı, bu miktar iki olimpik havuzu doldurmaya ancak yetiyor." yorumu ile yer bulmuştur.
Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının 30 bin ton üzerindeki kısmı merkez bankaları ve hazinelerde (yaklaşık dörtte biri ABD devletinde olmak üzere) bulunmaktadır. Gerek her ülkede kâğıt para emisyonunun güvencesi olarak, gerek milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük önem taşıyan altın, aynı zamanda metalle çalışan zanaatçıların gözünde de değerini korumaktadır çünkü altın diğer madenlerle kullanımı yoğundur.
İletkenliği gümüş kadar olmasa da 2. Yüksek metal olan altın en çok elektrik sanayisinde kullanılır. Bunun dışında bir çok kullanımı olsa da insanlar çoğunlukla takı ve süs eşyası içinde altını kullanırlar.
Altının kimyadaki saflığı “yüzde” ile, mücevhercilikteki saflığı ise “ayar” terimleriyle ifade edilir. Buna göre 24 ayar (veya karat) altın % 100 saf altını, 22 ayar ise % 91,6 saf altını ifade etmektedir.
Altın Piyasaları
Amerika’da NYMEX’in bir alt grubu olan Comex’te altın future tradeleri 1974’ten beri yapılıyor. Diğer önemli altın piyasaları ise Londra, Tokyo, Sidney, Hong Kong,Zürih borsaları olarak bilinir.
Türkiye’de ise VOB’ta ise işlem gören tek tip altın sözleşmesi vardır. Bir Altın sözleşmesinin büyüklüğü 100 gram 995/1000 saflıkta rafine edilmiş külçe altındır. VOB’ta işlem gören altın sözleşmeleri Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Aralık vadelidir.
Altın Fiyatını Etkileyen Sebepler
Altın fiyat haraketlerini şu koşul belirliyor:
1) Talep-Arz : Yıllık mücevher talebi:3550 ton. Bunun %70’i Hindistan’dan gelen talep. %20 yatırım amaçlı, %10 sanayi kullanımı için.
Arz ise yarısı madenlerdeki üretim o da son yıllarda yatay. Merkez bankaları ve Hazineler yaklaşık dörtte biri ABD olmak üzere 30 bin ton üzerinde altın rezervi tutuyorlar. (bunların altın azaltımı yapacağına dair haberler fiyatları tabiki etkileyerek düşürüyor.)
2) Altının diğer para birimleri ile olan ilişkisi: Dolar ve diğer para birimleri değer kaybettiğinde altın artış yaptığını görüyoruz. Para birimine olan güveni de para arzı, yani enflasyon beklentileri belirliyor. Yani enflasyon arttığında paranın değeri düşüyor bu da altının değerinin artmasına sebep oluyor. Bunun ardında merkez bankalarının enflasyona ne kadar hakim olduklarına yönelik verdiği güven de var. Enflasyon yükseliyor olsa da piyasalar merkez bankalarının kontrolü elden kaçırdığı düşünülmediği sürece altının değerlenmesi için bir gerekçe yok.
3) Büyüme: Dünyanın en büyük 2 devleti Amerika ve Çin ve en büyük birliği AB’den gelen büyüme haberleri de altın fiyatlarının artmasına ya da azalmasına sebep oluyor. Buna bakarken de Abd, AB ve Çin’den gelen istihdam verileri, GSMH’nin artışı gibi veriler önem kazanıyor.
4) Spekülasyon: Kriz altın fiyatını etkiledi çünkü krizin ortaya çıkmasıyla merkez bankaları bolca para basmaya başladı ve 2 yıl öncesine göre FED, BOE, ECB bilançoları sırasıyla %150, %150 ve %50 büyüdü. M.B’ler resesyonla savaş için ciddi şekilde para bastılar. Bu süreci de çok iyi şekilde kullanan spekülatörler, global piyasalara olan güvenin bittiğini vurgulayarak altının tarihi fiyatlara çıkmasına sebep oldular. Güvenin geri gelmesi için: 2. dip ihtimali bitmesi gerektiğini düşünüyorum, ve bu basılan paraların nasıl ve ne süreçte geri çekilebilecekleri önem kazandığını düşünüyorum.
Bu süreçte altının gidişatını öğrenmek için diğer önemli bir gösterge de Dünya’nın en büyük altına dayalı yatırım fonlarından SPDR Gold Trust olsa gerek. SPDR Gold Trust’ın net altın varlığı 2010 yılı başında 1.128,74 ton olmuştu. Euro bölgesi ülke ekonomilerden kaynaklanan risklerin devam etmesi yatırımcıyı riskli olan varlıklardan çıkmasına neden olarak altına yönlendirdi. Euro bölgesi ülke krizlerinden ötürü dolar euroya karşı aşırı değerlenmiş ve paritelerde yaşanan aşırı volatilite sonucu güvenilir varlık olarak görülen altın alımı artırmıştır. Kar satışlarının etkisini gösterdiği Şubat ve Nisan ayı dışında diğer aylarda SPDR Gold Trust’ın toplam altın varlığı yükseliş göstermiş ve bugün (09.08.2010) itibarıyle 1,282.75 ton olmuştur. %92 başarılı gelen stres testleri ve AB’deki sorunlu devletlerin bono ve tahvil satışlarında stres testinin güveniyle de düşün faizler ve CDS’ler güvenin geri gelmesini grafikten de görüldüğü gibi 23 Temmuzdan sonraki süreçte altının 1260 dolar civarından bir aay içinde 1160 civarlarına kadar düştü ve sonraki süreçte fazla düşen altın fiyatını düzeltme hareketiyle bugünkü fiyat olan 1205 dolara geldi. Gold Trust’ın bugün itibarıyle (09.08.2010) fiyatının 1.205 dolar seviyelerinde ve 49.8 milyar dolarlık varlığı bulunuyor.
Fiyatlar
Credit Agricole’un hazırladığı raporda belirttiğine göre, emtiaların gelecek on yıl süresince her yıl yüzde 10 değer kazanarak yeni zirveler yaşayabileceğini belirtmesine rağmen ben 2005 yılından beri gelen bu artışın piyasaya ve borsalara oranla biraz geç kalsa da düşüşe geçeceğini düşünüyorum. Kısa vadede çok fazla bir değişiklik olmayacağını düşünerek yatay bir seyir izleyeceğini düşünüyorum. Orta vadede ise düşüşe geçiş başlayacaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için piyasaların önünün açık olması ve FED’in büyüme ve krizden çıkış süreciyle ilgili açıklamaları ve AB’deki batma riski olan devletlere olan güvencenin devam etmesi gerekiyor. Bu öngörülerin oluşmasına dayanarak altın fiyatının orta vadede 1000 doların altına düşmesi çok zor olmayacak. Ama önemli olan bu vadenin ne kadar süreci içereceği yani büyümenin ve tam güvenin ne zaman geleceği sorusunu akıllara getiriyor.
Türkiye'ye baktığımızda ise Agustos Vadeli altın fiyatlarında 6. ayın başlarında görülen 66.000'lı seviyelerden sonra düşüşe geçerek Temmuz ayı sonunda en düşük seviyesi olan 57.000 civarını görmüştür ve kısa vadede Türk vadeli altın piyasasında da yatay seyrin devam edeceğini düşünüyorum.
Yatırım tavsiye değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder